Çocukların Cinsel İstismarı Suçu
Av. Gürol Herkesecan
İçeriği itibariyle diğer suç tiplerinden farklılaşan çocukların cinsel istismarı suçu, sonuçları itibariyle yalnızca bir hukuk konusu değil, başta sosyoloji olmak üzere pek çok bilim dalını ilgilendiren bir konudur. Türk Ceza Kanunu'nun suç tipine ilişkin ilgili düzenlemesi irdelendiğinde yasal düzenlemenin eksik ya da hatalı ele alındığı bu sebeple ilgili düzenlemede açık bir kanun boşluğu olduğu görülmektedir. Türk Ceza Kanunu'nun 103. maddesindeki yasal boşluğun Anayasa’nın, AİHS ve Türkiye'nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşme Hükümleri’ne de aykırı olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle ilgili çalışmada Türk Ceza Kanunu ile Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler, Avrupa Birliği'ne üye ülkeler ile birliğe üye olmamakla beraber Avrupa kıtası ülkelerinin konuya ilişkin ceza hükümleri nazara alınmış ve Türk Ceza Kanunu'nun 103. maddesindeki yasal boşluğun ne suretle giderilebileceğine ilişkin karşılaştırmalı hukuktaki örnekler eşliğinde bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçu
Yüksek Lisans Tezi
Çocukların cinsel istismarı suçu uluslararası alanda ve Türkiye’de mağdurunun çocuk olması nedeniyle önemle üzerinde durulan bir suç tipidir. Çocukların cinsel istismarı suçunun kanun yapıcı tarafından Türk Ceza Kanunu’ndaki ele alınış şekli her dönem tartışmalara neden olmuştur. Keza bu tartışmalar bugün dahi güncelliğini korumaktadır. Çalışma konumuz olan Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinin eksik ele alınış şekli nedeniyle bugün dersliklerinde görmeyi arzu ettiğimiz binlerce çocuğumuz mahkeme koridorlarında kendini ifade etme gayreti içindedirler. Öyle ki bu çocuklardan kimisi tutuklu yargılanmaktayken kimisi ise çoktan hüküm almış küçüklerdir. Konuyu ele alış nedenimiz, mağdurunun çocuk olduğu bu suç tipinde failin de çocuk olabileceğinin ancak böylesine önemli bir unsurun hatırdan çıkarılmış olması nedeniyle bu uğurda yaşanan ve adalet duygusuyla örtüşmeyen hatalı gidişe az da olsa özgün bir katkı sağlayabilme çabasıdır. İfade etmek gerekir ki ülkemizin gelecek vaat eden çocuklarının hayatları, bir kanun boşluğuna veya yüksek mahkeme uygulamasına terk edilmeyecek kadar kıymetlidir. Bu nedenle kanun lafzından hareketle yola çıkıp binlerce çocuğun mağduriyetine neden olan Türk Ceza Kanunu’ndaki yasal boşluğun bir uzlaşı ortamında ve bilimin ışığında gündelik reflekslere kulak asmadan kanun yapıcı tarafından ivedilikle ele alınması gerektiği düşüncesindeyim. Çocukların cinsel istismarı konulu çalışmamızda konuya ilişkin yerli ve yabancı kaynaklar irdelenmiş olup geleceğimizin tek mimarları olan çocuklarımızın korunması gereken yüksek menfaatleri ışığında olan ve olması gerektiği düşünülen bütün öneriler ayrıntılı olarak çalışmamızda ifade edilmeye çalışılmıştır.